2 Nisan 2013 Salı

epigenetik çılgınlığı


İyi akşamlar arkadaşlar…
Günün soruları
1.      Hamilelikte ilk günler bebeğin sağlığını etkiler mi?
2.      Epigenetiğin özellikleri nelerdir?
3.      Epigenetiğin yanıtlamaya çalıştığı sorular neler?
4.      DNA metilasyonu ve histon modifikasyonları nasıl oluşur?
5.      Epigenetik mekanizmalardaki bozukluklar hangi hastalıklara neden olabilir?
6.      Dişilerde X komozomu inaktivasyonunda da epigenetik etkili midir?
7.      Epigenetik mekanizmalar insana özgü müdür? Diğer canlılarda da görülür mü?
Peki…Genetikle Epigenetiği ayırt etmekte zorlanıyor musunuz?
“Genetik ile epigenetik arasındaki farkı anlayabilmek için bunları kitap yazmak ve kitap okumaya benzeterek karşılaştırabiliriz. Kitap bir kez yazıldığında bunun her kopyası orijinalinin aynısıdır. Oysaki her okuyucu kitabı okurken çevresel etkileşimlere göre onu farklı yorumlayabilir ve farklı şekilde hatırlayabilir. Kitap yazılımını genetik, okunuşunu ise epigenetik olarak düşünebiliriz”. Thomas Jenuwein (Avustralya)

Göz önü ve tavan arası… Çekirdekteki bilgi yönetimine bakınca genetik bilgilerin bir kısmının genomda çok sıkı paketlendiği görülür. Bunu evdeki eşyaların kullanımına benzetirsek, epigenetik her zaman ihtiyaç duyulanlardır ve hep göz önündedir oysa genetik eski okul defterlerimize benzer onu tavan arasındaki kutularda tutarız. Peter Becker (Almanya)


 Kasetçalar olmadan kaset bir işe yaramaz…DNA yalnızca bilgi taşıyan bir kasettir.Kasetçalar olmadan bir işe yaramaz.Epigenetik ise kasetçalardır. Bryan Turner (İngiltere)


EPİGENETİK ÇILGINLIĞI

Amerikalı çocukların üçte bir ya çok kilolu ya da obezdir.  Bu da yaklaşık 25 milyon çocuk demektir. Daha üzücü olan bu çocukların çoğunda daha çocuk yaşta obeziteye bağlı hastalık belirtileri görülmeye başlanmasıdır.  Yakın zamanda yapılan bir çalışma obez çocukların % 69’ unda yüksek kolesterol, yüksek tansiyon,  yüksek trigliserid, şeker hastalığı ve kalp rahatsızlıkları risk faktörlerinden en az biri görülmektedir.
Litrelerce şekerli içecek, tabak tabak patates kızartması ve okul sonrası yapılan sportif aktivitelerin yerini alan televizyon ve bilgisayarın şişmanlatıcı bir kombinasyon olduğu kesindir. Ancak yeni çalışmalar sadece bunların neden olmayabileceğini göstermektedir. Ebeveynlerin ve özellikle hamilelik döneminde annelerin beslenme alışkanlıklarının, çocukların metabolizmasını etkilediği yönünde bulgular artmaktadır. Bu şişman annenin şişman çocuğu olur anlamına gelmez. Bununla anlatmaya çalıştığım, yeni araştırmaların, genlerin kendilerini ifade edip etmedikleri veya ne zaman ve nasıl ifade ettikleridir ( yani gendeki talimatın ne zaman  ve nasıl yerine getirildiğidir). Yapılan araştırmalar, belirli bileşenlerin kendilerini belirli genlere ekleyerek bu genlerin etkilerini bastırdıklarını ya da aktifleştirdiklerini göstermiştir. Bu bileşenler bir elektrik düğmesi gibi çalışarak, genlerin çalışmasını kontrol eder. Yapılan çalışmalar, yediğimiz yiyecekler ve içilen sigaralar gibi çevresel etkenlerin bu düğmelerin açılıp kapanmasını etkilediğini göstermektedir.

Hamilelikte ilk günlere dikkat!
Annenin hamile kalmasından itibaren ilk birkaç gün, önemli olan genlerin etkisiz veya aktif hale gelmesi gerçekleşir. Eğer yeni hamile kalmış bir anne adayı hamileliğinin ilk haftasını abur cubur içeren bir beslenme ile geçirirse, embriyo bazı önemli yiyeceklerin çok zor bulunduğu, ağır koşullu bir çevreye doğacağına ilişkin sinyaller alır. Pek çok epigenetik etkenin birleşimiyle, bazı genler etkisiz hale gelir, bazıları aktif hale gelir ve hayatta kalmak için çok az besine ihtiyaç duyan bebekler dünyaya gelir. Kötü beslenen fetüsler enerji biriktirme konusunda daha verimli olan tutumlu bir metabolizmaya sahip oluyorlar.



Fareler üzerinde yapılan bir çalışma, hamileliklerinin ilk 4 gününde daha embriyo rahim içine tam olarak yerleşmeden, düşük proteinli besinlerle beslenen farelerin yavrularında yüksek tansiyon görülme olasılığının yüksek olduğunu göstermiştir.







Hamileliğin ilk günlerinde iyi beslenemeyen koyunların yavrularında, metabolizmaları yavaş olduğu için kısa sürede besinleri yağ olarak depolaması sonucunda damar tıkanıklığı ortaya çıkmıştır.
İngiltere’ de yapılan bir çalışmada, ergenlik çağına gelmeden sigara içmeye başlayan erkeklerin erkek çocuklarının 9 yaşına geldiğinde normalden daha kilolu olduklarını ortaya koymuştur( epigenetik belirleyiciler Y kromozomu aracığıyla geçmiştir).


Bilim adamları sigara içen anneannelerin, daha anne karnında olan kız torunlarının sahip oldukları üreme hücrelerinde (yumurta) de epigenetik bir etki oluşmasını tetiklediğini fark etmiştir.





Hamilelik döneminde kıtlık yaşayan annelerin çocukları birçok hastalığa yatkın oluyor…

1944-1945 yıllarında Nazilerin koyduğu ambargo ve sert geçen kış nedeniyle büyük bir kıtlık yaşayan Hollanda’ da 30 bin kişi vefat etmiştir ve ‘Hunger Winter’ (kıtlık kışı) adını vermişlerdir. Kıtlık kışı sırasında hamileliklerinin ilk 6 ayı içinde olan kadınlar, obeziteye, damar hastalıklarına ve çeşitli kanser türlerine daha yatkın bebekler dünyaya getirmişlerdi. 20 yıl sonra, o yıllarda doğum yapan kadınların torunları da düşük kiloda doğmuştur.












Kolin’ in hafıza üzerine etkisi…
Duke Üniversitesinde yapılan bir deneyde anne farenin beslenmesine biraz kolin ekleyerek farelerin beyin hücrelerini güçlendirebileceklerini keşfetmişlerdir. Kolin, normalde beynin hafıza merkezindeki hücre bölünmesini sınırlayan geni etkisiz hale getiren bir metilasyonu tetikler (Yani beynin hafıza merkezindeki hücre bölünmesi artar). Böylece fareler hafıza hücresi üretmeye başladılar, hafızaları güçlendi. Erişkinliğe erdiklerinde, labirent dalında tüm rekorları kırdılar.


Hamilelerin psikolojileri bebeğin cinsiyetini etkileyebilir mi?



1ve 2. Dünya savaşından sonra İngiltere’ de Gloucestershire şehrinde yaşayan 600 kadın arasında yapılan bir araştırmada, uzun yıllar sağlıklı yaşayacağına inanan kadınların erkek bebek sahibi olma olasılığının daha erken öleceğini düşünen kadınlara oranla daha fazla olduğunu göstermiştir. Bu şekilde anne adaylarının zihinsel durumu, hamileliğini ve bebeğin cinsiyetini etkileyen epigenetik olayları tetiklemektedir. İyi geçen zamanlar daha çok erkek bebek zor geçen zamanlar da daha fazla kız çocuk demektir. Yani epigenetik konusunda öğrenmemiz gereken daha çok şey var demektir.









Hamilelere neden folik asit takviyesi verilir?

Hamilelik döneminde yapılan folik asit takviyesi, doğuştan gelen ve gelişmekte olan beyine ve omuriliğe zarar veren kusurları azaltmaktadır.








Epigenetik mekanizmalar insana özgü müdür?

Strese maruz kalan bitkiler, gen ifadelerini değiştirerek, değişen ortama adaptasyon sağlamışlardır. Bu bitkiler, stres ortamından uzaklaştırılmalarına rağmen , 4 nesil boyunca bu adaptasyonu korumuşlardır. Yani strese maruz kalmanın hafızası mevcuttur ve bu hafıza dölden döle aktarılabilmektedir.




Tarla faresi, annesinin doğum yapacağı zamana bağlı olarak ya kalın ya da ince postla doğarlar. Kalın post geni vücutlarında vardır, ama annenin hamile kalma zamanında etrafındaki ışık oranına göre aktif veya etkisiz hale gelebilir.


Tatlı su piresi ( Daphnia), eğer yırtıcılarla dolu bir çevrede doğum yapacaksa daha sağlam bir omurga ve kaska sahip yavrular dünyaya gelir.






Kertenkele hamileyken, ‘kertenkele yiyen yılan’ kokusu alırsa, bebekler uzun kuyruklu ve iri vücutlu olur, yoksa kısa kuyruklu ve küçük vücutlu olurlar.








Annenin deneyimlerinin yavrusundaki gen ifadesinin etkilediği bu olaya anne etkisi denir. Doğru epigenetik sinyallerle, daha sağlıklı, daha zeki ve ortama daha iyi uyum sağlayan bebeklere sahip olma ihtimali vardır.
Tüm bunlarda etkisi olan şey: epigenetik

Epigenetik, genetik kodu yani DNA baz dizilimini değiştirmeksizin, gen ifadesinde uzun süreli değişikliklere yol açan farklı süreçlerdir.  ‘Yanında, yanı sıra’ anlamlarına gelen “epi”, genetik kodu oluşturan adenin, guanin, sitozin, tiamin bazlarının dizilimlerini etkilemeden, bunların yanı sıra oluşan değişiklikleri ifade eder. Terim ilk kez Waddington tarafından 1942’de vücuttaki tüm hücrelerin aynı DNA dizilimine sahip olmasına rağmen, farklı genleri ifade etmelerini açıklamak amacıyla kullanılmıştır. Örneğin aynı genetik koda sahip olmalarına rağmen, karaciğer ve beyinde ifade edilen proteinler birbirlerinden oldukça farklılık gösterirler. Waddington bunu açıklamak için, gelişim esnasında, DNA dizisinin ötesindeki düzeneklerin bu farklılığı kontrol ettiğini ileri sürmüştür. Yakın zamandaki çalışmalar, epigenetiğin yalnızca gelişim esnasında değil, erişkin yaşamda da gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynadığını ortaya koymuştur.
Epigenetik değişiklikler oldukça dengeli/kalıcıdır. Bu dengeli yapılarına rağmen, epigenetik değişiklikler aynı zamanda geri çevrilebilir niteliktedir. Bu dinamik özelliği epigenetik düzeneklerin gen ifadesini değişen koşullara göre düzenlemesini sağlar. Bir başka deyişle çevresel koşulların değiştirilmesi, ilaç, terapi vb dış müdahaleler ile gen ifadesinin kontrol edilmesi mümkündür. Bu özelliği epigenetik düzenekleri yeni tedavi stratejileri belirleme çalışmalarının odaklarından biri haline getirmiştir. Bunun yanı sıra epigenetik değişiklikler kalıtılabilir niteliktedir, yani çevresel koşulların gen ifadesi üzerinde yarattığı etki, bunun o bireye sağladığı avantaj veya dezavantaj sonraki nesillere aktarılabilir. Bu aktarma ise DNA’ daki diziyle değil, mitoz veya mayoz bölünme yoluyla olur.
Yanıtlamaya çalıştığı bazı sorular:
1.Fenotipi belirleyen nedir?
2.Çok hücreli bir organizmada; örneğin bir karaciğer hücresi ile bir kas hücresi, tamamen aynı genotipi paylaşırlarken, nasıl olur da, apayrı  gen ifadelerine ve de farklı- bağımsız görevlere sahip olabilmektedirler?
3.Memelilerin, bizim de dâhil olduğumuz Eutheria altsınıfına ait dişi bireylerinin her hücresinde; iki X kromozomundan biri inaktive edilmektedir. İki X kromozomundan hangisinin inaktive edileceği nasıl belirlenmektedir ve de inaktivasyon hangi yolla/yollarla gerçekleşmektedir?
4.Tamamen aynı genotipe sahip tek yumurta ikizlerinin, nasıl olur da hastalıklara genetik yatkınlıkları farklı olur?
5.Çevremiz ve de yaşam tarzımız bizi (gen ifademizi dolayısıyla bizi) ne kadar ve nasıl etkiler?
6.Bu etkiler bizden sonraki kuşaklara da aktarılır mı?
Birçok biyolojik hadise epigenetik mekanizmalarıyla meydana getirilmektedir. Epigenetik temelli bu olguları ortaya çıkarabilmek aslında hiçte kolay değildir, çünkü hem birçok biyolojik olgunun moleküler temeli bilinmemekte, hem de daha epigenetik mekanizmaları tam anlamıyla ortaya konmamış, keşfi yapılmamıştır. Epigenetiğin yanıtlamaya çalıştığı sorulardan X kromozomu inaktivasyonundan bahsetmemiştik, ona da biraz değinelim:




Dişilerde X kromozomu inaktivasyonu:

Kadınlarda eşey kromozomları XX erkeklerde XY’ dir. Memelilerde X ve Y kromozomları genetik içerik olarak birbirinden farklıdır. X kromozomu geniş ve binden daha fazla gen içerirken Y kromozomu daha kısadır ve yüzden daha az gen içerir. X Kromozomu inaktivasyonu, dişi memeli hücrelerinde iki adet bulunan X kromozomlarından birinin inaktive edilmesi işlemidir.  DNA metilasyonu ile X kromozomlarından biri heterokromatin hale gelerek kromozomun üzerinde bulunan genlerin ifade edilmesi önlenir. Böylece, sadece bir X kromozomuna sahip erkeklerle, iki X kromozomuna sahip dişiler arasındaki X kromozomu dengesi sağlanmış olur. İnsan ve fare gibi gelişmiş memelilerde, inaktive edilecek kromozomun seçimi rastgele yapılır (Hangi X kromozomunun inaktif olacağı yine epigenetik mekanizmalara bağlı olabilir) ve inaktive edilmiş X kromozomu, içinde bulunduğu hücrenin yaşamı boyunca inaktif olarak kalır. Herşeye rağmen inaktif X kromozomunun kodladığı genlerin yaklaşık % 30’ unun ifade edildiği düşünülmektedir. X kromozomundaki bu yapısal değişiklik susturulması gereken genlerin ifade edilmesi sonucunu doğurabilir. Bu da ilgili genin fazla ifade edilmesi ile sonuçlanarak hastalık sebebi olabilir. Bazı hastalıkların inaktif X kromozomundan kaynaklanma ihtimali vardır.



http://www.youtube.com/watch?v=yOjQ_uHJwJE adresinden 'EPİGENETİK BİLİMİDE EVRİMCİLERİN YANILGILARINI GÖSTERDİ' videosunu izleyebilirsiniz. 



Yukarıdaki tabloda epigenetik mekanizmaların çeşitlerini görmenizi istedim. Bunlardan en önemli olanları ve en çok üzerinde durulanları DNA metilasyonu ve Histon modifikasyonları. Bunları anlamamız bizim için yeterli.
http://www.facebook.com/video/video.php?v=178627115488004 adresinden histon modifikasyonlarından olan histon asetilasyonunu izleyebilirsiniz.











DNA metilasyonu:

DNA üzerinde birbirini takip eden Sitozin- Guanin baz dizilerinden Sitozine, metil grubunun (CH3) DNA metil transferaz enzimi yardımıyla bağlanması ile gerçekleşir. DNA metilasyonu ilgili genin ifadesini baskılar.  Metil grupları beslenme ile alınarak DNA’ ya aktarılır. Düşük ya da fazla metil alındığında DNA metilasyonunda dengesizlikler olabilir. Metil yönünden zengin besinler çevrede yaygındır ve soğan, sarımsak, pancar ve  hamile kadınlara verilen besin destekleri dahil bir çok gıdada bulunur. Bazı genlerin etkisiz olması daha iyiyken, 7 gün 24 saat görev başında olması gerekenler de vardır. Ne kadar az metilasyon oluşursa, gen o kadar aktif olur. Her zaman tetikte olmasını istediğimiz gen dizisi, tümörleri bastıran ve DNA’ yı onaran dizidir. Bu genler etkisiz hale gelirse, kanser hücrelerinin önünde bir engel kalmaz. Sigara içen insanlarda akciğer ve prostat kanseri ile savaşması gereken genler hipermetilasyona (fazla metilasyon) uğramıştır.

Histon modifikasyonları:

Histon proteinlerinin kuyruklarında yer alan aminoasitlere; asetil, metil, fosfat, ubikitin veya sumo gruplarının kovalent bağlanmasıyla oluşan değişiklikler nükleozom yapısının sıkılığını değiştirerek gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynar. Histon modifikasyonları gen ifadesinde hem baskılayıcı hem de etkinleştirici rol oynar.







Epigenetik Bozuklukların sonuçlarına örnekler:
Kanser :

Zeitgeist 2011 versiyonunda verilen bir araştırmaya göre meme kanseri olan 100 kadından sadece 7 tanesi kanser geni taşıyormuş. Yani diğerleri, kanser geni taşımadıkları halde, hasta olmuşlar.Kanser, genetik ve epigenetik hataların birikimiyle ortaya çıkan ve normal hücrenin hızla yayılan tümör hücresine dönüşmesiyle sonuçlanan çok basamaklı bir olaydır. DNA metilasyonundaki değişiklikler kanserle ilişkili genlerin ifadesinde değişikliklere neden olur. DNA metilasyonun normalden az olması kanser hücrelerini aktive eder ve kromozom yapısının kararlılığını yitirmesine neden olurken, DNA’ nın normalden fazla metillenmesi ise tümörlerin çoğalmasını engelleyen genlerin çalışmasını baskılar. Epigenomdaki değişikliklerin tersine çevrilebilir olması kanser tedavisinde yeni bir umut ışığı yakmaktadır. Epigenetik değişimlerde görev alan enzimleri görev dışı bırakarak ya da artmalarını sağlayarak genlerin çalışmasını düzenlemek için gerekli ilaçların geliştirilme çalışmaları başlamıştır.
Epigenetik yalnız kanser terapisinde değil, tanısında da yeni yaklaşımların oluşmasını sağlamıştır.

Nöropsikiyatrik bozukluklar:

Birçok psikiyatrik hastalığın ortaya çıkmasında kalıtımsal yatkınlık ve çevresel etmenler birlikte rol oynamaktadır. Hastalık gelişiminde kalıtımsal ve çevresel etmenlerin birlikte oynadığı rol Caspi ve arkadaşlarının (2003) yaptıkları bir çalışmada ortaya konmuş, çocukluk döneminde maruz kalınan istismar veya erişkin yaşamdaki stresli yaşam olaylarının bazı kişilerde depresyona neden olduğu gösterilmiştir. Gen ifadesini değiştirerek, içsel ve çevresel sinyallerin genomda bütünleştirilmesini sağlayan epigenetik düzenlemeler, psikiyatrik hastalıkların gelişiminde etkin rol oynayabilir ve yeni tedavi seçenekleri için hedef belirlemede yol gösterebilir.

Stresli anne baba= mutsuz çocuk…

Anne babaları aşırı stresli olan çocuklar depresyona daha meyillidir ve daha zayıf bir özdenetime sahiptir. Anne babaları daha rahat olan çocuklar daha mutlu ve sağlıklıdır.








Epigenetik makanizmaların sinir hücrelerinin gelişimi, öğrenme, bellekte rol oynadığına dair çok sayıda veri bulunmaktadır. Bununla birlikte sinir sistemiyle ilgili olan stres, depresyon, şizofreni, epilepsi, MS, Alzaymır, Parkinson, madde bağımlılığı, bilişsel işlev bozuklukları (beyinle ilgili bozukluklar) gibi ruhsal bozukluklarda epigenetik mekanizmalar rol oynamaktadır. Üstün zekanın oluşumu da epigenetik mekanizmalara bağlıdır ve belirtileri erken yaşta ortaya çıkabileceği gibi geç de görülebilir. Bunlar için epigenetik mekanizmaları hedef alan tedavi stratejileri belirlenmiş ve denenmeye başlanmıştır. Ama ek çalışmalara ihtiyaç vardır.








Obezite:
Obesite enerji dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Enerji alımı, sürekli olarak enerji harcamasını aşıp lipit (yağ) depolanması başlayınca yağ hücreleri artar ve genişler. Epigenetik mekanizmalar da obesite gelişme riski üzerinde etkili olabilmektedir. Örneğin, İrlanda (1845-1849), Finlandiya (1866-1868) ve Pima yerlilerinin (1870-1930) yaşadığı büyük açlıklar sırasında pek çok ölen olmuş, ancak bazı ailelerin genomları enerji depolamayı öğrenmiştir. Gözlemler açlıktan kurtulduktan sonra bu yapının daha sonraki nesillerde besinin çok olduğu zamanda obeziteye neden olduğunu göstermektedir.



Annenin gebeliği sırasında açlıkla karşılaştığı durumda doğan çocuklarda yetişkinliklerinde çoğunlukla obez olmaya ve insülin direnci geliştirmeye eğilimli olmakta; bu özellik daha sonraki nesillere aktarılabilmektedir. Buna tutumlu genler hipotezi denir. Yani, kötü beslenen fetüsler (bebeğin anne karnındaki hali) enerji biriktirme eğilimindedir. Bu özellikleri doğduktan sonra da devam ederek az beslenseler bile daha kolay kilo alırlar.





Yaşlanmada epigenetik değişiklikler:

DNA metilasyonundaki azalma ya da artmaların yaşlanma süreciyle ilişkili olduğu görülmektedir. Bu, yaşlanmaya bağlı epigenetik değişikliklerin yaşlı bireylerde görülen kanser, sinir harabiyeti hastalıkları ve bağışıklık sistemindeki bozukluklarda rol oynadığı düşünülmektedir. Yaşlı bireylerde görülen aşırı ya da az metilasyonun gen ifadelerinde aksamalara neden olduğu ve bu nedenle yaşa bağlı hastalıkların oluşumuna zemin hazırladığı düşünülmektedir.





Hijyen hipotezi:


Hijyenik ortamlarda yaşayan çocuklarda daha çok alerji görülmesidir. Böyle bireylerde bağışıklığı sağlayan genlerden bazılarının baskılandığı düşünülmektedir.







Epigenetik konusundaki bilgimiz henüz çok az olduğu için istem dışı sonuçlar konusunda çok dikkatli olmamız gerekir. Besinleri metil yönünden zengin olanları seçmek bazen iyi sonuçlar doğurmayabilir. Çünkü hangi geni nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz. Epigenetikte yolun daha başındayız….


KAYNAKÇA:
-Koçak, E. ve Ertuğrul, A.(2012), Psikiyatrik Bozukluklar ve Epigenetik,  Türk Psikiyatri Dergisi ,23: (1-11)
-Moalem, S. ve Prince, J. (2008). New York Times Best Seller, Yaşamın İnanılmazları. (Çev.  H. Akman). İstanbul: Mikado Yayınları.




30 yorum:

  1. Tennessee-Knoxville Üniversitesi’nde akademisyen olan Sergey Gavrilets'in yürüttüğü çalışmayı okudum ve okuduklarımdan birkaç bilgiyi aktarmak istiyorum...
    Epi- işaretler genlerimizin omurgasına tutunmuş ek bir bilgi katmanıdır ve genlerin ifadelerini düzenlerler. Genler talimatları yerine getirirken epi- işaretler bu talimatların nasıl yürütüleceği konusunda genleri yönlendirir ve gelişim sırasında genlerin ne zaman, nerede, ne kadar ifade edileceğini yönetir. Epi- işaretler genelde her nesilde yeniden üretilir. Fakat son kanıtlar bazen nesiller arasında bunların taşınabildiğini ve böylelikle kan bağı olanlar arasındaki benzerliğe, paylaşılan genlere benzeyerek katkıda bulunabildiğini tespit etmiş yazının devamındaki şu ifadeler de hayli dikkat çekici; erken fetal gelişimde üretilen cinsiyete özel epi- işaretler, her cinsiyeti testosteronda var olan ve geç fetal gelişimden sonra olan doğal çeşitlilikten korur. Cinsiyeti kız olan fetüsler tipik olmayan şekilde yüksek testosterona maruz kalınca cinsiyete özel epi- işaretler onları maskülinleşmekten alıkoyar; aynısı tersi şekilde erkek fetüslerde de gerçekleşir. Yani genlerimiz ve histon proteinlerden oluşan epigenetiklerimiz bilinçli bir şekilde olayı farkediyor burada bir aksaklık var doğrusu bu şekilde olmalı deyip olmaması gereken durumu inaktif ediyor daha doğrusu sağlıklı ortamlarda bunu yapıyor.Olayı biraz daha yaşantımıza uyarlarsak yani ektiğimiz ürün ne ise hasat ürünü değişmeyecektir ve bu ürün hangi koşullarda yetiştirildiyse sonuçta iyi ya da kötü bir hasat alacağız.Ebeveynlerimiz onların anne babaları hayatları boyunca nasıl yaşadılarsa(beslenme,alışkanlık,yaşam tarzı) adeta dişli gibi çalışan gen ve epigenetiğimizin ürünü de çocuklara aktarılacaktır.Bu döngüde aktarılacak bilgi her ne ise olması ya da olmaması gereken durumlardaki genleri aktif yahut inaktif duruma getirecektir ve dişi fetüsün maskülenmesini engelleyecek ya da tetikleyecek bazı durumlara yol açacaktır bu gerçekten can alıcı bir konu ve canlılığın önemli özelliklerinden biri olan üreme konusuyla yakından bağlantılı oluşu durumun önemini kat be kat artırıyor sanırım...
    Anne etkisi denilen kavramı okuduğumda annenin bulunduğu ortamın bebeğin şekillenmesinde ne kadar etkili bir faktör olduğunu anladım ve hayretler içerisinde kaldım çünkü beynimizin hücrelerimize gönderdiği(genlerimiz ve dolayısıyla histon proteinlerden oluşan epigenetikler) sinyaller o kadar mühimmiş ki canlının hayata nasıl geleceğini belirliyor.
    Paylaştığınız bilgiler için teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  2. Faydalı olduğuna sevindim... Ben de kafamdaki pek çok sorunun cevabını epigenetikle buldum.

    YanıtlaSil
  3. epigenetik ve genetik karşılaştırmaları gerçekten güzel örneklerle yapılmış. tam olarak oturmaya genetik ve epigenetik ayrımını yapmamızı kolaylaştırıyor.
    aslında pek çoğumuz gebelikte lafta dahi olsa kendine dikkat etmeye çalışıyor ya da çevresi tarafında sürekli korunuyor. ancak bunu gebelik döneminde epigenetik işlevlerin etkilendiğini bilerek yaptıklarını sanmıyorum. nedeni ne olursa olsun hamile bayanlar kendileine ya da çocuklarına zararlı olabilecek her türlü durumdan uzak durmaları gerektiğini düşünüyorum. çocukluk döneminde aldığımız gıdalar iyi yada kötü alışkanlıklar yıllar sonra bizim genlerimizle dünyaya gelecek çocuklarımızı ne kadar da çok etkiliyormuş. ileri yaşlarda yakalanacakları hastalıklardan tutun da çocukluk dönemindeki obezite benzeri hastalıklara kadar bütün sağlık problemlerinin sorumlusu aslında biz oluyoruz ve bunun farkında olan insan sayısı çok az. umarım insanlar bu konu da daha fazla bilgi sahibi olurlar.
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında sorumluluklarımız tahmin ettiklerimizden daha fazla. Yaşamımızda maruz kaldığımız herşeyin torunlarımızı hatta daha sonraki nesilleri etkileyebilmesi gerçekten şaşırtıcı.

      Sil
  4. Genetik ve epigenetik kavramları arasında aslında çok ince ve önemli bir çizgi var.aradaki fark çok güzel anlatılmış.insanlar bu konuda bilinçlendirilmeliler çünkü şuan yediğimiz sağlıksız gıdaların yıllar sonra çocuklarımızın sağlığına ne kadar zararı dokunduğunu bilmiyor çoğu insan.

    YanıtlaSil
  5. Epigenetik en az genetik kadar önemli olmasına karşın bugüne kadar adını bile duymamış olmamıza gerçekten yazık.günümüzde birçok insan kanser,tümör vs. epigenetiğn etkilediği hastalıklardan ölüyor. bu konu daha çok gündeme getirilmeli insanlar bilinçlenmeli. genetik ve epigenetiğn farkları güzel bir şekilde anlatılmış.paylaşımınız için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  6. DNA'yı değiştirmeden çevrenin etkisiyle değişikliklere yol açan epigenetik ile genetik örneklerle çok güzel açıklanmış.Zor koşullardaki adaptasyonların nesiller boyunca kendini aktarması,bebeklerin daha anne karnında obezite,damar hastalıkları,kanser vb.hastalıklara yakalanma olasılıklarının epigenetiğin göstergesi olduğunu öğrendim.Bu yüzden başta anne adayların ve tüm bireylerin geleceğe sağlıklı,mutlu,bilinçli bireyler bırakması için beslenme alışkanlıklarına,yaşam tarzlarına,çevresel etkenlere çok dikkat etmesi gerekir.Bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. epigenetik değişiklikler kalıcıdır fakat değişen koşullara karşı da geriçevrilebilir genlerdüzeltilir cümlesi epigenetik hakkında duyup duyabileceğim en can alıcı ,kritik noktaydı sanırım. bu gerçekten harika .. daha önceden niye tanışmamışım bu kavramla diye soramadan edemiyor insan kendine..

    YanıtlaSil
  8. Genetik ve epigenetik konusunda derin açıklamalar yapılması bu kavramları daha iyi anlamamı sağladı. Aralarındaki farkları görebilmemde bana yardımcı oldu. Verilen örneklerin hepimizin hayatında karşılaşacağı gündemden örnekler olmasının yanı sıra sonuçları araştırmalara dayandığı için ilgi çekici. Epigenetiğin daha anne karnında etkili olması çok şaşırtıcı. Meğer daha doğmadan önce hangi hatalığa yatkın olup olmadığımız psikiyatrik bozukluklarımız epigenetikle ilişkiliymiş. Bunları okuduğumda anladım ki insan hayatında çevrenin ve annenin bilinçli olmasının önemi çok büyük. Kavramların herrkese aktarılmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Anne adaylarının bilinçlendirilmesi demek daha sağlıklı bebekler ve umut dolu hayatlar demektir.

    YanıtlaSil
  9. bu yazı epigenetik kavramını daha iyi anlamama yardımcı oldu.anne karnındaki bebeğin doğduktan sonra hangi hastalıkları geçireceği,sigara içip içmeyeceği sadece anne babasının genetiğiyle ilgili değil büyükanne büyükbabasının da genetiğiyle ilgili.insanların bu konuda bilinçlendirilmesi lazım.

    YanıtlaSil
  10. ayşe nur alkan7 Nisan 2013 06:59

    epigenetik kavramını ilk kez duydum ve insan hayatını bu kadar etkilediğini de ilk kez anladım.keşke bu kavramı daha önceden öğrenme fırsatım olabilseydi.bence epigenetikten yola çıkılarak bebekler daha doğmadan anne karnında tedavi bile olabilir.ilerleyen zamanlarda anne karnında bir bebeğin örneğin obezite olma ihtimali anlaşılabilir ve ona göre önlem alınabilir.böylece epigenetik sayesinde daha sağlıklı insanlar yetişmiş olur.epigenetiğin bence herkes tarafından bilinmesi gerekir.böylelikle ilerde yaşanabilecek kötü durumlar herkes için yok olabilir.

    YanıtlaSil
  11. Gen ve epigenetik arasında fark çok güzel bir şekilde ortaya konmuş. Epigenetikle birlikte gelecek daha iyiye doğru gidebilir. Bu çalışmalarda bulunan insanlar eğer ilerletebilirlerse gerçekten iyi ve faydalı sonuçlara ulaşacaklarına inanıyorum. Epigenetik bütün canlıları ve özellikle de insanları ilgilendiren başta hamile annelerin olmak üzere küçük büyük herkesin dikkat etmesi ve bu konuda bilgi sahibi olması gereken bir konudur.

    YanıtlaSil
  12. Rabia ARSLAN7 Nisan 2013 11:47

    Söylenildiği gibi epigenetikte daha yolun başında olduğumuzu yazıları okudukça anladım.Beni en çok etkileyen ise anne adaylarının psikolojilerinin bebeklerin cinsiyetlerini belirlemede etkili olduğu oldu.Çocukların mutlu ve sağlıklı bir gelecekleri olması için anne adayları bilinçlendirilmeli.

    YanıtlaSil
  13. Sizinde dediğiniz gibi gerçekten epigenetiğin başındayız. epigenetikle daha birçok bilinmesi çözülmesi zor konuları bunun açıklaması veya nasıl oluştuğu hakkında bilgimiz olmadığında hemen evrimleşme deyip böyle bir yol izlenmesine epiğenetik ile son bulduğunu-bulacağını görüyoruz. Bizimle paylaşılan her bilgide bizde daha çok bilinçleşip bu yanlışlıkların mümkün oldukça ortadan kaldırılmasını sağlayacağız bunun için çok teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  14. ZEKİYE ERDOĞAN8 Nisan 2013 02:20

    Bu güne dek epigenetik ile ilgili fazla bilgiye sahip değidim.Bu bilgiler sayesinde her okuduklarım bana değişik şeyler kattı.Epigenetiğin anne karnında başlayıp yaşlılığa kadar devam etmesi hatta torunlarımızı bile etkilemesi beni oldukça şaşıttı.Ayrıca epigenetik ve genetik farkını anlamamızı sağlayan güzel örnekler verdiğiniz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  15. Genetik kavramının ne kadar önemli oldğunu zaten biliyordum.Ama epigenetik kavramının çok az da olsa genetik kavramını gölgede bırakmasına şaşırdım.Ama iki kavramın birbirlerine bağlılığı tartışılamaz.

    YanıtlaSil
  16. gülnaz kendüzler8 Nisan 2013 02:34

    ben de diğer arkadaşlarım gibi epigenetik kavramını ilk kez duydum.açıkçası insan hayatı için bu kadar önemli olduğunu tahmin bile edemezdim.bu konuda bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  17. Epigenetik çok güzel anlatılmış ve çok faydalı bilgiler var.Özellikle insanoğlunun yaptığı olumlu veya olumsuz herşeyden etkilenme olayını çok beğendim.K urulan ilişkiler güzel mesela Dophnia doğumu yaratıklarla dolu bir habitatta doğacaksa daha sağlam,omurga ve kasa sahip oluyor.Bu da bize aslında epigenetiğin çok daha önceden başladığını kanıtlıyor. Aslında burda adaptosyonuda ihmal etmemekte fayda var.Sigaranın çok zararlı olduğunu akciğerlere büyük oranda zarar verdiğini,ileriki yaşlarda ömrünün kısaldığını ve bazı hayatsal faliyetleri yerine geçiremediğini biliyordum ama hipermetilasyonla prostat kanserini ve akciğer kanserine uğrattığı sigarayı bıraktırmak için büyük bir etken olabilir..Bir başka ilginç olay iseanne karnındaki fetüsün aç kalarak enerji birikme eğilimi artması ve daha sonraki yaşamında obezite olma durumunun artması.. Epigenetik ve genetik faydalı oldu bana Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  18. epigenetiğin özellikleri,cevap aradığı konuları,bozuklugunda hangi hastalıklara sebeb olduğu ve sadece insanlarda görülmediği hakkında fikir sahibi oldum.dna metilasyonu,histon modifikasyonları,yaşlılardaki epigenetik değişiklikleri ve epigenetği etkileyen faktörlerin neler olduğu hakkında bilgi sahibi oldum.

    YanıtlaSil
  19. epigenetiğin insanın anne karnından doğumuna ölümüne kadar araştırması incelemesi ve bilgi vermesi ne kadar güzel brşeymiş de haberimiz yokmuş keşke daha önceden tanışabilseydik neyseki hiçbirşey için geç değil

    YanıtlaSil
  20. cemre SÖKMEN8 Nisan 2013 10:27

    Genetik ve epigenetiğin farkları çok güzel örneklerle açıklanmış.Yediğimiz yiyecekler ve içilen sigaralar gibi çevresel etkenler genlerimizin çalışmalarını etkilemektedir.Ayrıca Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde hamileliğin ilk günlerinde düşük proteinli beslenenlerin yavrularında doğurduğu olumsuz sonuçların bir çok hastalığa neden olduğu ortaya koyulmuştur.Buradanda anlaşılıyor ki hayatımızın her döneminde sağlıklı beslenmeli , etrafımızdaki insanları da bilinçlendirmeli , sağlıklı yeni nesiller yetiştirmeliyiz.

    YanıtlaSil
  21. Genetik ve epigenetik arasındaki fark güzel bir örnekle anlatılmış. Artık kitap yazılımı=Genetik , okunuşu=Epigenetik olarak düşüneceğiz. Hamileliğin ilk günlerinin genlerimiz üzerinde ne kadar riskli bir dönem olduğunu, önemli olan genlerin etkisiz veya aktif hale gelmesinin gerçekleştiğini öğrenmiş olduk. Ayrıca hamilelerin zihinsel durumu, hamileliğini ve bebeğin cinsiyetini etkileyen epigenetik olayları tetiklemektedir. Epigenetik mekanizmalar sadece insana özgü değildir bütün canlılarda epigenetik mekanizmalar görülmektedir. Epigenetik bozuklukların sonuçlarında kanser , obezite , nöropsikiyatrik bozukluklar görülmektedir. Buda ciddi bir şekilde ele alınması gereken bir konudur. Hastalanmaması için çok hijyenik ortamda yetiştirilen çocuğun bağışıklık sisteminin güçlenmemesi yani bağışıklığı sağlayan genlerden bazılarının baskılandığı epigenetiğin örneklerinden biridir. Epigenetik konusunda öğrenmemiz gereken daha çok şey var gibi gözüküyor.

    YanıtlaSil
  22. bugünlerde ülkemizde oldukça yaygınlaşan kanser hastalığının epigenetikle bu kadar ilgili olması ve bu kavramın hala insanlar tarafından duyulmamış olması çok şaşırtıcı. insanlar bu konularda bilgi sahibi olurlarsa hastalıklara bakış açılarının değişeceğini düşünüyorum.bizimde ilk kez duyduğumuz bu kavram hakkındaki açıklayıcı bilgiler için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  23. en cok ilgimi çeken konu ,epigenetik bozuklukların sonuçlarına örneklerdi.
    tabiki tüm örnekleri ilginçti ama hijyen hipotezi bana tanıdık geldi.atasözlerimizden SAKINILAN GÖZE ÇÖP BATAR ı hep duymuşuzdur acaba bunu söyleyen büyüğümüz epigenetiğin hijyen hipotezini önceden düşünmüş mü ki ....

    YanıtlaSil
  24. Hocam merhabalr, merak ettiğim bir konu var. Bu genetik ve epigenetik kavramları okullarda hangi düzeyden itibaren biliniyor ? daha çok okullarda mı yoksa internetten mi öğreniliyor bi bilginiz var mı, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Merve, maalesef ilkokul, ortaokul, lisede yok. Hatta ban üniversitede de duymadım. İnternette tesadüfen bir makaleyi okuduktan sonra çok etkilendim. Kafamdaki pek çok soruya cevap bulabileceğimi fark ettim. O yüzden tez konusu olarak epigenetiği seçtim. Bence en küçük yaşlardan itibaren bilinmesi gerekiyor otokontrol için. Sorun için teşekkürler...

      Sil
  25. epigenetik gerçekten ilgi çekici bir konu. ben bir biyoloji öğretmeni adayı olarak bu konuda daha detaylı bilgi sahibi olmak isterim. önerilebilecek kaynakları yine bu sayfada paylaşırsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil
  26. merve arkadaşımıza verdiğiniz cevaptan yola çıkarak.. Tezinizin bitiminde epigenetik konusunun okullarda ders konusu olarak verilmesi ile ilgili bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? MEB den bu konu ile ilgili herhangi bir talepte bulundunuz mu?

    YanıtlaSil
  27. DNA nın keşfi ile başlayan ve genom haritalarının da çıkarılması ile devam eden süreçte metilasyonlar genetik biliminde çığır açan bir keşif olmuştur.DNA üstü kalıtımın bulunması, bana epigenetik üstü kalıtımlarında olabileceğini düşündürmedi değil..

    YanıtlaSil
  28. dicle seher akay15 Mayıs 2013 10:56

    Öncelikle genetik ve epigenetik arasındaki farkı kitap örneğiyle(genetik=kitap yazılımı,epigenetik=kitap okunuşu) daha iyi kavrayabilmemizi sağlayıp,bu blogta epigenetik konusunda bir fikir sahibi olmamıza imkan verdiğiniz için teşekkürler.Ben de bu tarz konuların gençlere daha erken yaşlarda verilmesi gerektiği kanısındayım.Bu sayede insanlar kullandıkları birtakım zararlı maddelerle genetiklerine nasıl bir yön verdiklerinin farkına varabilirler.İnsanların yaşamlarını doğrudan ve dolaylı etkileyen birtakım çevresel faktörlerin ne denli etkili olduğunu paylaştığınız örnekler sayesinde görebildim .ellerinize sağlık:)

    YanıtlaSil

Yorum yapan herkese çok teşekkür ederim...